Kültür ve sanat dünyasının kalbi bu hafta Ege’nin incisi Denizli’de attı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ve kentte ilk kez düzenlenen 1. Denizli Opera ve Bale Günleri, sanatseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Festivalin kapanışı ise dünya klasiklerinin başında gelen ve bale denince akla gelen ilk eser olan Kuğu Gölü ile gerçekleştirildi. geziplan.com.tr olarak yakından takip ettiğimiz bu prestijli organizasyon, şehrin kültürel dokusuna büyük bir renk kattı.
Sanatın ve Tarihin Buluşma Noktası: Denizli
Denizli, sadece doğal güzellikleri ve sanayisiyle değil, artık ev sahipliği yaptığı dev sanat organizasyonlarıyla da adından söz ettiriyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün titizlikle hazırladığı program kapsamında, sanatın en seçkin örnekleri Denizli halkıyla buluştu. Festival süresince sahnelenen eserler, izleyicilerden tam not alırken, etkinliklerin çeşitliliği ve kalitesi dikkat çekti.
Festivalin açılışı, Türk edebiyatının ölümsüz eseri Aşk-ı Memnu‘nun opera uyarlamasıyla yapılmıştı. Ardından sanat rüzgarı antik kentlere taşındı. Laodikya Batı Tiyatrosu‘nun büyüleyici atmosferinde sahnelenen Senfonik Neşet Ertaş Türküleri, Anadolu’nun sesini klasik müzikle harmanlayarak izleyenleri mest etti. Bir diğer önemli durak ise Hierapolis Antik Kenti oldu. Burada sahnelenen dünyaca ünlü Carmina Burana eseri, tarihi dokuyla bütünleşerek geniş kitlelere ulaştı.
Kuğu Gölü Balesi ile Görkemli Veda
Festivalin final gecesinde ise sahne, Pyotr İlyiç Çaykovski’nin ölümsüz eseri Kuğu Gölü’ne bırakıldı. Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından sahneye konulan bu iki perdelik şaheser, izleyicilere gerçek bir klasik bale ziyafeti sundu. 7’den 70’e yüzlerce sanatseverin salonu doldurduğu gecede, duygusal anlar ve görsel bir şölen bir aradaydı.
Marius Petipa’dan Günümüze Uzanan Miras
Kuğu Gölü balesinin başarısında, sahne arkasındaki dev kadronun ve koreografinin büyük payı vardı. Eser, klasik balenin dâhileri Marius Petipa ve Lev Ivanov’un orijinal yapısına sadık kalınarak, G. Armağan Davran ve A. Volkan Ersoy’un modern dokunuşlarıyla yeniden yorumlandı. Sahneye taşınan bu versiyon, sadece dansçıların üstün performansıyla değil, aynı zamanda teknik detaylarıyla da büyüledi.
Sahnede kullanılan dekor tasarımı, hikayenin masalsı atmosferini güçlendirirken; özel ışık şovları ve göz alıcı kostümler izleyicileri adeta büyülü bir dünyaya davet etti. İyilik ile kötülüğün mücadelesini ve aşkın gücünü anlatan eser, final sahnesinin ardından dakikalarca ayakta alkışlandı. geziplan.com.tr ekibi olarak, Denizli’de sanat ateşini yakan bu tür etkinliklerin artarak devam etmesini diliyor ve sanatseverleri gelecek programlar için takipte kalmaya davet ediyoruz.
